Belki de hiç hayatımda cevher hazırlamada çalışamayacağım
cümlesi dökülürken ağzımdan, zihnimden nasıl bir ruh halindeydim acaba. Öyle
bir ruh halindeyim ki tarifi yok. Kendi çapımda teslimiyetin doruğundayım şu
an. En sevdiğim insanın bana aksini söylediği, yapmam dediği şeyi yaptığını
yani gidecek olduğunu anladığımdan bu yana ilk kez böyle bir teslimiyet duygusu
içerisindeyim. İstediğimin olamamasından
dolayı bir mutsuzluk yok içimde ya da sevgilimden ayrılacağımı fark ettiğimde
gözlerim de dolmuyor. Zaman her şeyin ilacımı bilmem ama bazı şeyleri sindirme
de ve ya anlamada çok etkili bir ilaç.
Şu an bana öyle geliyor ki nerede işe başlarsam başlayayım
doğruların peşinden gidersem gene çıkmak istediğim noktaya çıkabilirim. En
önemlisi kendi içimdeki noktaya çıkabilirim. Çünkü dış etkenlerin nezdinde bir
noktaya çıkmak düşünüldüğü gibi olamayabiliyor maalesef. Çünkü herkesin bir
noktaya çıkartmadaki kriterleri farklı. Mesela bir kişinin seni işe
alamamasının nedeni sadece kadın olman olabiliyorken, belki de başka bir yerde
göğüslerin büyük olmadığı için işe alınmadın, belki de onların memleketinden
olmadığın için ya da yeterlilik belgelerin az olduğu için işe alınmadın.
beklenilen somut şeyler ortada olmayınca reddedilebiliyor insanlar maalesef ki
daha neler yapabileceğini göstermeden.
Ne fark eder ki gün gelir o istediğin şey de mutlu etmez
seni. Önemli olan kafa düzeyindir. Önemli olan kafanın içinde tuhaf veya değil
çeşitli düşünceler dolaşmadan sakin bir şekilde gün sonunda evde oturabilmendir
ve bu olayın her gün ve gece devam etmesidir esas olan. İşte o zaman yararlı ne
varsa hem başına hem kafana gelecektir. Unutma her geçen gün ve gece yeni olasılıklara
kucak açıyoruz.