14 Kasım 2013 Perşembe

ego tatmini çağın hastalığı

Bu repliği bir arkadaşım sürekli söyler dururdu. hatta diğer hastalığın da obezite olduğunu derdi.  bunu diyen arkadaşın da muhabbetini pek sevmezdim hayat görüşlerimiz de tezat oluştururdu ama sanki bunu bana özel bir mesaj getiriyormuş söyler dururdu. doğru da derdi bence.

bugün kendi mezun olduğum bölümün sektör gününe ithafen yazdığım paylaşımcı mektubumdan sonra farkettim ki ben insanlara anlatmayı onları yönlendirmeyi paylaşmayı seviyorum. aslında insanları seviyorum ve bi an aslında manyak gibi uğraştığım tez dönemi sırasında ve öncesinde öğretim görevlisi olma isteğimin varlığı aklıma geldi ve keşke olabilseydim dedim. o zaman olamamamın ve şu an istesem de hala adım atmamın sebebini düşündüm bi an ve hatırladım ki öğretimin bilimin kucağında insanların hoca dediği profesör dediği kişilerin yapılacak işlerden de önce ön koşul yaptıkları egolarıydı. insanın eğitim hayatı içinde hayata atılmadan önce yaşadığı ne acı bi durumdur bu. ya tiksinir bir şeylerden ya oluşturduğu kalkan olan şaşırmama durumu ile girer bazı pis durumların içerisine.

ben yaptım demek, ben dedim o kişi yaptı ama benim dememle yaptı demek, bir şeyi denemek için deney yaptım değil de sonuçlar başarılı olduğu surette deney yaptım, araştırma yaptım diyebilmek hepsi bir şeyleri gösterme çabası, pohpohlanma istediği değil de nedir. işte bu yüzden, farkediyorum ki, insanların bana yardım etmesinden hoşlanmıyorum çünkü ego kokuyor. artık çoğu kişi egosu için yardım ediyor. iş düzgün olsun diye egosu için işi bir şekilde bitiriyor.

bu yazım son yazdıklarım içinde en dağınığı belki de ilk okunuşta en karışığı olsa da bence konusuyla kendi içinde en tutarlısı. çünkü bu akşam şu saatte bu yazıyı kimse için yazmıyorum kendi yaşadığım aydınlanma için kendi yaptığım davranışlardan bir tanesine daha bir anlam katabildiğim için yazıyorum. sevgiler. insanları hala seviyorum, evet.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder