21 Eylül 2011 Çarşamba

Dengede Olmak!! ya da masanın diğer tarafından düşmek

Okulun başlaması ile beraber alışkın olmadığımdan fazla insanın içine karışınca hemen yeni olaylar, yeni kişiler üzerinden muhabbetler dönmeye başlıyor. Bunların en önemlisi kim kime ne demiş ne yapmış ne etmiş. Belki konuştuğumun ya da dinlediğimin büyük bir kısmı anlatanın kafasında yaşadığı dünyaya göre algıladığı ve çıkarım yaptığı durumlar olsa bile karşılıklı kös kös oturmak yerine insan konuşuyor da konuşuyor işte. Ama insan şunu da anlıyor ki, olan bir durum neredeyse yarı yarıya hem iyi hem kötü sonuç getiriyor bir insan için. Şimdi benim sevgilim var hayatımdan memnunum falan karşımdakinin sevgilisi yok ve memnun olmadığını anlatıyor. Sonra biraz zaman geçiyor diyor ki ay iyi ki yok ben şimdi görüşmeye üşenirim, tanımaya çalışıcan değişik muhabbetler falan... E o da doğru bir bakıma, daha doğrusu karşıda ki kişi kafana göre değilse bu durum söz konusu olabilir.

Neyse konuyu bulandırmadan devam edersem sonra bir baktım ki uyumu, huzuru bulduğum insanla o kadar çok birlikte olmuşum ki bu sefer de diğer uyumlu arkadaşlarımdan uzaklaşmışım. Şuanlık şikayet ettiğim bir durum yok benim klasik korkum masanın diğer tarafından düşme korkusunu da yaşıyorum sanırım. Aynı zamanda bu arkadaş ve sevgili durumunu da dengelemekle beraber para ve zaman durumunu da dengelemek gerekiyor ki o da büyük bir sıkıntı. Derken sonuç olarak insan içine karışmak benim için çok zor bir iş be bilog. İnsanın tanıdığı bildiği, tepkilerine alıştığı insanın yanında artık senden daha sıkı fıkı olmuş insanların yanında vaktini geçirmesi biraz boğucu ve üzücü oluyor. Şöyle ki güven duyduğun yere geri dönmek de bir bakıma bir kişiye bağlanmak ve diğer duygularının körelmesi ile de sonuçlanabileceğinden eskiye dönmek dengeyi kurmak zaman tanımak gerekiyor sanırım bazı şeylere.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder