2 Eylül 2011 Cuma

Suçlu Hissettirmek!

Bir insan hırçın ve patavatsızsa bu davranışa maruz kalmaktan kaçamıyor malesef ki. Patavatsız olmak açık sözlü olmaktır aynı zamanda. Tabi yerli yersiz o açık sözler savrulunca etrafa, belayı da alırsın başına.

Kendinle başbaşa kalamayan insanlar da bir önceki yazıda da bahsettiğim gibi duygu karışıklığı vakası yani aslında başka bir duygudayken başka bir şey hissetme olayı sıklıkla meydana gelebilmektedir. Ben de bunu yenmek için kendimi mimiklerimden, el kol hareketimden çok sözlerle ifade etmeye çalışıyorum. Ama gel gör ki kaş yaparken gözünü, kalbini her şeyini söküp atıyorum karşı tarafın. Karşı taraf kolay kesip atan bir insan değilse iş kolay da, eğer keser atarsa beni işte o zaman fena. Hele bi de kesin yargılı bir insansa o da çok kötü. Yani bilog senin anlayacağın, açık sözlü bi insan böyle agresif insanlarla takılmamalı bence. Zaten takılsa bile arkadaşlıkları uzun sürmez, sürse bile çok acı olur. İşte o acı kısım da suçlu hissetmekten gelir. Söylersin söylersin sonra karşı taraf o söylediklerini öyle bir çarpıtır ki zannedersin biraz önce adam öldürdün. He bir de kırılan vazonun parçalarını toplayıp birleştirsen de vazo eskisi gibi olmaz tarzı bi laf yok mu o zaten ömür boyu vicdan azabı sebebi.

Ele kola dikkat etmek lazım tabi!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder